Epilepsi nedir: Bir grup beyin hücresinin aniden anormal bir şekilde aşırı elektrik boşalımlarıyla ortaya çıkan davranış ve algı değişimleri nöbetlerine epilepsi(sara) diyoruz. Epilepsi nöbetleri bir kaç dakika sürüp geçen tekrarlayıcı bir hastalıktır. Epilepsi nedene (genetik, doğum sırasındaki hasarlar, beyin enfeksiyonları, beyin damar hastalıkları, kafa travmaları, kullanılan bazı ilaç ve maddelere) bağlı olarak hemen her yaşta görülebilen ve uzun süreli tedavi ve izleme gerektiren bir hastalık olup, yaklaşık olarak toplumun %1’inde görülebilmektedir. Bu hastalık yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Farklı epilepsi tipleri olup, Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Ancak epilepsi nöbetinin uzun sürmesi ve bilinci 5 dakikadan daha uzun süreli bozması ile de yaşamı tehdit eden bir hastalıktır.
Epilepsi nöbeti nasıldır ve çeşitleri nelerdir: Epilepsi nöbetlerinin farklı şekilleri mevcuttur. En çok bilinen nöbet şeklinde şuur kaybı olur ve hasta yere düşer. 2-3 dakika sürebilen çırpınma şeklinde vücud ta kasılmalar olur. Hastanın ağzından köpük gelebilir, dilini ısırabilir, idrarını kaçırabilir. Nöbet geçtikten sonra yorgunluk dönemi olabilir. Bir süre sonra normale döner. Bazı nöbetlerde beyin hücrelerinin bir kısmı anormal uyarılır ve bu kısımla ilişkili vücut bölgesi etkilenir. Kontrol edilemeyen vücut bölgesinde, dengesiz hareketler görülür ve Şuur kaybı olmayabilir. Bir başka nöbet türünde ise hastalar bir kaç saniye süren donuk anlamsız bakıştan sonra normale döner. Çok kısa sürelidir ve sadece birkaç saniye şuur kaybı vardır. Bazen kollarda ani irkilme, sıçrama şeklinde olan, olduğu yerde aniden kasların boşalıp yere düşmenin olduğu nöbetler olabilir. Ayrıca bulunduğu yerde öne doğru yığılma şeklinde veya omurga kırıklarına neden olan arkaya doğru kazık gibi düşmeler şeklinde de olabilir.
Nasıl teşhis edilir: Epilepsi tanısını koyarken en önemli veri nöbet öyküsüdür. Hasta ve hasta yakınlarından nöbet öyküsünü dinlemek ve bu öyküyü desteklemek amacıyla beyine yönelik labaratuar ve görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır. Tanı amacıyla yapılan beynin incelenmelerinin ilk basamağı beyin hücrelerinden çıkan elektrik akımlarının yazdırılması esasına dayanan EEG (Elektroensefalografi) dir. EEG’nin farklı uygulamaları (uyku EEG’si, Uyanıklık EEG’si ve video EEG) tanıyı desteklemekte oldukça önemli yöntemlerdir. Bunların dışında ihtiyaç duyulduğunda nörogörüntüleme (Beyin MR, fonksiyonel MR, bilgisayarlı beyin tomografisi, beyin PET) de yapılmaktadır.
Epilepside tedavi yöntemleri nelerdir: Tedavi öncelikle antiepileptik ilaçlarla başlanır. Tedaviye başlama kararı, hasta, ailesi ve doktoru arasında, risk ve faydalar konuşulduktan sonra alınmalıdır. Tedavi planı kişiye özgü yapılmalıdır. Bu planlamada Kural olarak normal şartlarda epilepsi hastasının tedavisine tek ilaç ile başlanır ve hastanın nöbet tipi, diğer hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve yaşam tarzı göz önünde bulundurulur. Epilepsi tedavisi ömür boyu sürebileceği gibi, bazı kişilerde iyi düzeyde olabilir ve ilaç kullanımı sırasında 2-5 yıl nöbetsizlik dönemi olabilir. Bu şekilde uzun nöbetsizlik dönemi olan hastalarda kullandığı epilepsi ilacı kademeli bir şekilde ortalama 6 ay da azaltılıp kesilir. İlaç kesimi sonrası herhangi bir zamanda nöbet görülürse tekrar ilaca başlamak gerekir
Diğer tedavi yöntemleri nelerdir ve hangi hastalara uygulanmalıdır: Epilepsi hastaların %30-40’ı tedavilerinde birkaç adet epilepsi ilacını birlikte ve uzun süre kullanmalarına rağmen bayılmaya devam etmektedirler. Bu hastaları biz ilaca dirençli hasta olarak kabul etmekteyiz. İlaca direçli hastalar epilepsi merkezlerine sevk edilmelidir. Bu merkezlerde İlaca dirençli hastalarda bireysel değerlendirmeler yapılır. Hastaya uygun diğer ilaç dışı cerrahi tedavi seçenekleri uygulanabilir. Vagal sinir stimulasyonu (VNS) ve Epilepsi cerrahi seçenekleri değerlendirilir. Uygun hasta seçimiyle birlikte bu tedavi seçeneklerindeki başarı oranı yüksek olmaktadır hatta önemli oranda epilepsi hastasında tam nöbetsizlik durumu sağlanabilmektedir.
Epilepsi ve gebelik: Doğurganlık çağında epilepsi tanısıyla takip edilen kadınların epilepsi ve gebelik hakkında doğru bilgilendirilmesi gerekmektedir. Gebelik döneminde epilepsi tipine göre en uygun ilaç daha düşük dozda kullanılmalıdır. Gebelik öncesi ve en az birinci trimesterin sonuna kadar folik asit kullanması önerilmelidir. Sodyum Valproat içeren ilaçların özürlü çocuk doğurma olasılığını arttırdığı belirtilmelidir. Dolayısıyla gebelik öncesi ve gebelikte bu gurup ilaçlardan kaçınılmalıdır. Gebelik sırasında ani ilaç bırakılması nöbet sıklığını arttırabilir ve durdurulamayan nöbetlere yol açabilir. Bu durum hem anneye hemde bebeğe zarar verebilir. Dolayısıyla nörolog kontrolünde düzenli şekilde, uygun dozda, uygun ilaç kullanımı mutlaka sağlanmalıdır.