Unutmayan insan yok gibidir. Günümüzde birçok kişinin yaşadığı bir sorun olmaya ve modern yaşamla birlikte gençlerde de görülmeye başlamış bir sorundur. Günlük yaşamdaki basit unutkanlıklar normal sayılabilir ancak bu durum kişinin iş ve sosyal yaşamında sorunlar yaşamasına neden olacak kadar ciddi hale gelirse buna yol açan nedenleri saptamak için hekime başvurulmalıdır. Unutkanlık denince hemen herkesin aklına “Alzheimer” gelse de, alta yatan çok daha basit nedenler olabileceği gibi daha hayati ve araştırılması gereken başka önemli nörolojik rahatsızlıklar da olabilir ( Sara hastalığı, beyin iltihabı, karaciğer yetmezliği, beyin damar hastalıkları, metabolik bozukluklar, tümörler, kafa travması gibi…)
Düzelebilme potansiyeli olan unutkanlık nedenlerinin tespiti önemlidir. Bu sayede gereksiz ve pahalı tarama tetkikleri ile tedavilerin önüne geçilebilir. Unutkanlık şikayeti ile gelen hastanın hikayesi, yaşı, aile öyküsü, cinsiyeti, eğitim düzeyi, genetik bozukluğu, kafa travması, maruz kaldığı zehirli maddeler ile ilaçlar gibi risk faktörleri saptanmalıdır. Ayrıca her birey zihinsel, davranışsal ve günlük işlevlerinin düzeyi ile değerlendirilmesi gerekmektedir. İleri yaşlarda ortaya çıkan “bunama” olarak da bilinen ve zihinsel performansı etkileyen unutkanlığın diğer deyişle demansın en yaygın görülen şekli olan Alzheimer hastalığı ise, günlük aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile nitelenen nöropsikiyatrik belirtilerin ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.
Genç yaşta ve ileri yaşta görülen unutkanlık nedenleri büyük oranda farklıdır. Genç yaşta görülen unutkanlığın altında sistemik hastalıklar ve vitamin eksiklikleri yada psikiyatrik bozukluklar daha ön plandadır. Çok yoğun ve stresli ortamda çalışma, zihnin sürekli meşgul olması, uykusuzluk ve kalitesiz uyku, depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikolojik faktörler de unutkanlığa sebep olabilmektedir. Ayrıca tiroit hormonlarının eksikliği (hipotirodi), B12 ve folat gibi vitamin eksiklikleri, bazı kalp, karaciğer, böbrek ve kan hastalıkları gibi sistemik hastalıklar Alzheimer ‘ı taklit edebilir. Özellikle yeterince et yemeyen ya da vejetaryen beslenen gençlerde yetersiz B12 alımı olabileceği gibi mide ilişkili hastalıklara bağlı yetersiz emilim de B12 vitamin eksikliğine neden olabilmektedir. Unutkanlığa neden olabilen bir diğer neden de uyku bozukluğu olabilir. Hafıza işlevleri açısından uyku, öğrenilen bilgilerin pekiştirildiği, gereksiz bilgilerin ayrıştırılıp önemli olanların depolandığı oldukça aktif ve yaşamsal bir süreçtir. Sağlıklı bir uyku, öğrenme potansiyeli ve zihinsel performansı artırmaktadır. Bu nedenle, uykuya dalma ve uykuyu sürdürme güçlüğü yaşayan bireyler dalgın, dikkatsiz, konsantrasyon zorluğu yaşayan, gergin ve sıkıntılı kişiler haline gelebilir ve buna bağlı unutkanlık problemi yaşayabilirler. Bu nedenle unutkanlık şikayeti olan hastaların, hormonal, sistemik hastalıkları, uyku ve beslenme alışkanlıkları ayrıntılı irdelenmelidir. Bunlarla ilgili sorunlar saptandığında nedene yönelik tedaviyle tüm yakınmalar tedavi edilebilmektedir.
Demans teşhisi konulanların yaklaşık yüzde 60’ını Alzheimer hastaları oluşturmaktadır ki bu da dünyada 28 ila 32 milyon Alzheimer hastası bulunduğu anlamına gelir. Hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler açısından ciddi bir sağlık sorunudur. Genetik faktörlerin de rol oynadığı Alzheimer hastalığı için uykusuzluk . ileri yaş, aile öyküsü, kadın cinsiyet, düşük eğitim ve kafa travması, serebrovasküler hastalık (inme), hipertansiyon, diyabet (şeker hastalığı), obesite, hipotiroidi, depresyon risk faktörleridir.
Hastalıkta en belirgin ve en erken görülen belirti bellek kaybıdır. Bellek kaybı başlangıçta, genellikle son olaylarla ilgilidir. Hastalar çocukluk dönemlerine ait olayları en ince ayrıntısına kadar hatırlarken, kısa süre önce olan olayları hatırlayamaz ve sorduğu soruları tekrar tekrar sormaya başlar. Yeni tanıştığı kişilerin adlarını, eşyalarını nereye koyduğunu hatırlayamaz olur. Yakınları unutkanlığından şikayet ederken hasta nispeten umursamaz görünür. Kişinin günlük yaptığı işleri hatırlamak için listeler yapmaya başlaması hastalığın habercisidir. Hastalık ilerledikçe zaman ve mekansal algılamada, konuşurken kelime bulmada zorluk, kompleks konuşmaları izlerken zorlanma, konuşmada anlam bozukluğu, birbirinin devamı olmayan sözler sarf etme, bir düşünceyi uygun harekete dönüştürmede zorluk, planlama ve muhakemede bozukluk, evde önceden rahatlıkla yapabildiği karmaşık işleri yapmaktan kaçınma, araç kullanmada zorlanma, öz bakımının azalması, çok iyi bildiği yerlerde kaybolma, gittiği yerlerden dönmede zorluk gibi bulgular hastalığın seyri sırasında ortaya çıkabilir.
Yüksek eğitim seviyesi Alzheimer için koruyucudur. Bir yabancı dil öğrenme, yüksek eğitim seviyesi, hobiyle uğraşma, haftada en az 3 gün yarımşar saat tempolu yürüyüş veya fiziksel egzersizin hastalığın hem gelişimini geciktirdiği hem de hastalardaki kötüye gidişi azalttığı yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Şeker hastalığının önlenmesi, kolesterolün düşük tutulması, sigaranın bırakılması, fazla kiloların engellenmesi, Akdeniz tipi beslenme Alzheimer’a karşı koruyucu faktörlerler olarak sıralanabilir. Ayrıca Alzheimer tanısı konulduysa hastalığın kötü gidişinin engellenmesi için vakit kaybetmeden ilaç tedavisine başlanmalıdır. İlaç tedavisiyle, daha uzun yıllar yaşam kalitesini iyi seviyede tutmak mümkün olmaktadır.